"Serada Küçük Ölçekli Topraksız Tarım Domates Üretimi" çalışmamdan ilginizi çekeceğini düşündüğüm bazı görselleri daha paylaşmak istedim...
30 Aralık 2015 Çarşamba
NEDEN TOPRAKSIZ TARIM
Bir çok kişinin, " Memlekette bunca bereketli toprak varken, topraksız tarım da neymiş?" dediğini duyar gibiyim.
Şunu belirtmeden geçemeceğim ki, dünya üzerindeki insan nufusu hızla artıyor, kullanılabilir tarım arazisi ve temiz su kaynakları hızla azalıyor. Üstelik su kaynaklarının en büyük çoğunluğunu ise geleneksel yöntemlerle sulama yaptığımız tarım uygulamalarımızda kaybediyoruz.
Durum böyleyken topraksız tarım uygulamalarının artacak olması çok mantıklı görünüyor. Çünkü bu yöntemle yapmış olduğumuz, aslında doğanın kendisinin bir simülasyonudur.
Bu yöntemde toprak yerine kimyasallar kulanıldığından, bu yöntemle yetişen ürünlerin çok sağlıksız ve yapay olduğu yanılgısına düşebilirsiniz. Ancak anlatacaklarımdan sonra, fikrinizin değişeceğini ümit ediyorum.
Öncelikle sertifikayla yapılan organik tarım ürünleri elbette ki en sağlıklı olanlardır. Bu tartışılmaz bir kabuldür. Bu ürünleri skalamızın en tepesini yereştirip, bu konuyu tartışma dışı bırakalım.
Böylece kıyaslamamızı topraksız tarım ve toprakta yapılan; gübre ve zirai ilaç kullanılan tarım arasında yapalım.
Şunu belirtmeden geçemeceğim ki, dünya üzerindeki insan nufusu hızla artıyor, kullanılabilir tarım arazisi ve temiz su kaynakları hızla azalıyor. Üstelik su kaynaklarının en büyük çoğunluğunu ise geleneksel yöntemlerle sulama yaptığımız tarım uygulamalarımızda kaybediyoruz.
Durum böyleyken topraksız tarım uygulamalarının artacak olması çok mantıklı görünüyor. Çünkü bu yöntemle yapmış olduğumuz, aslında doğanın kendisinin bir simülasyonudur.
1. Topraksız tarımda kullandığımız kimyasallar, normal tarımda da kullandığımız gübrelerdir. Arada şöyle bir fark vardır. Topraksız tarımda gübreler kullanırız ve bitkinin bunun ne kadarını kullandığı biliriz. Gübreleri tarlada kullanırken, bitkinin ihtiyacı olandan çok daha fazlasını kullanmak durumunda kalırız. Bu da hem topraklarımız için zararlı, hem de bütçemiz açısından zararlıdır.
2. Topraksız tarımda kullandığımız su miktarı normal tarıma oranla cok cok cok daha azdir. Ustelik kullanilan suyu geri donusturerek bir kismini yeniden kullanmak mümkündür.
3. Minimum yer, minimum su, ve minimum besinle maksimum verim alacaginiz bir yontemdir.
4. Besin kaynakli problemleri kontrol etmeniz mümkün olduğundan ürün kalitesi cok daha yüksektir.
5. Toprak olmadığından; toprak kaynaklı hastalıklarla karşılaşmazsınız.
6. Çapalama gibi isçilik maliyetlerinden kurtulmuş olursunuz.
7. Tum bunlarin etkisiyle veriminiz teorikte 5 kat daha yuksektir. Bu da demek oluyor ki, çok daha küçük arazilerden, cok daha büyük araziniz varmis gibi verim alabilir,Ya da ayni miktar arazide veriminizi cok daha arttirabilirsiniz.
8. Tum besin verileri kontrol altina alinip, bilinmeyen parametreler azaldigindan hastaliklarla mücadele daha kolay ve cok daha az zirai ilacla kontrolu mümkündür.
9. Dezavantajmis gorunenler ise ilk yatirim maliyetinizin yuksek olmasi ve yetişmiş teknik insanlara ihtiyacınızın olmasıdır.
Üzerinde çalışmaya değer bence...
3. Minimum yer, minimum su, ve minimum besinle maksimum verim alacaginiz bir yontemdir.
4. Besin kaynakli problemleri kontrol etmeniz mümkün olduğundan ürün kalitesi cok daha yüksektir.
5. Toprak olmadığından; toprak kaynaklı hastalıklarla karşılaşmazsınız.
6. Çapalama gibi isçilik maliyetlerinden kurtulmuş olursunuz.
7. Tum bunlarin etkisiyle veriminiz teorikte 5 kat daha yuksektir. Bu da demek oluyor ki, çok daha küçük arazilerden, cok daha büyük araziniz varmis gibi verim alabilir,Ya da ayni miktar arazide veriminizi cok daha arttirabilirsiniz.
8. Tum besin verileri kontrol altina alinip, bilinmeyen parametreler azaldigindan hastaliklarla mücadele daha kolay ve cok daha az zirai ilacla kontrolu mümkündür.
9. Dezavantajmis gorunenler ise ilk yatirim maliyetinizin yuksek olmasi ve yetişmiş teknik insanlara ihtiyacınızın olmasıdır.
Üzerinde çalışmaya değer bence...
21 Aralık 2015 Pazartesi
TOPRAKSIZ TARIM DOMATES ÜRETİMİNDE KULLANDIĞIM FORMULASYONLAR (HYDROPONIC TOMATO PRODUCTION NUTRIENT SOLUTION RECIPE)
Bu yazımda daha önce sizlerle paylaşmış olduğum,"Serada Küçük Ölçekli Toprakraksız tarım Domates Üretimi" çalışmamda kullanmış olduğum, çözelti formulasyonu hakkında bilgi vermek istiyorum.
Çalışmalarımda pek çok kaynaktan faydalanmış olsamda temel kaynağımı oluşturan "Hoagland's solution" ve "Arizona üniversitesinin" bu alanda oldukça açıklayıcı ve detaylı olan çalışması benim için temel oluşturdu.
Fidelerin seradaki yerlerine dikiminden, domateslerin ilk meyveyi vermesine kadar vegatatif büyüme evresini destekleyen, 1. formulasyonu, meyve görüldükten sonra ise meyve oluşumunu destekleyen, 2. formulasyonu kullandım.
Kovalardaki çözelti hacmi azaldıkça, ilk iki seferinde daha önceden hazırlamış olduğum stok çözeltisinden takviye yaptım, daha sonrasında ise kovalardaki çözeltiyi tamamen değiştirerek, eksilen kısmı yenilemiş oldum. Daha tutarlı sonuç almak istediğinizde ise, elementlerin miktarlarını teker teker belirlemek, çok yüksek maliyetli laboratuvar gerektirse de, daha basit bir yöntem olan, elektrik iletkenliği takibi ile çalışabilirsiniz.
Bu yöntemi kullanmak isterseniz;ilk başta çözelti hazırlamakta kullandığınız suyun iletkenliği ve hazırladığınız, bitki besini çözeltinizin iletkenliğini ölçersiniz. Zamanla bitki tarafından kullanılan kimyasallar çözeltiden eksildikçe, besin çözeltinizin iletkenliği de azalacaktır. Birebir matematiksel sonuçlar vermese de bu yöntem, çalışmalarınızda sizi bir adım öteye taşıyacaktır.
Çözeltiyi hazırladığınız suyun sertliğinin yüksek olmamasına dikkat edin. Çünkü yüksek sertlikli sular, kimyasallarınızın çözünürlüğünü azaltıp, çalışmalarınızı riske atabilir.
Benim çalışmalarımda kullandığım formulasyonlar şu şekildedir;
ŞELATLANMIŞ DEMİR ÇÖZELTİSİNİN HAZIRLANIŞI;
Demir elementini çözünebilir olarak ancak şelatlayarak kullanabiliriz. Bunun nedeni; eğer demir sülfatı direkt olarak suda çözerek kullanmaya çalışırsanız, demir elementinin büyük kısmı oksit oluşturur, bu da demirin, suda çözünürlüğünün çok az olması, bitkinin bunu kullanamaması demektir. Bunun için demirin suda çözünür formu olan şelat hazırlamalıyız. Onu da şu şekilde hazırlıyoruz,
Bu formulasyonda,kendi çalışma şartlarınıza göre, deişiklikler yapabilir daha da geliştirilebilirsiniz.Çalışmalarımın size de rehberlik etmesi dileğiyle...
Formulasyonun bu işin sadece bir parçası olduğu ve bu çalışmayı yaparken gözardı edilmemesi gereken pek çok önemli nokta olduğu unutulmamalıdır. Diğer pek çok konu ise daha sonraki yazılarımın konusu olacak...
Çalışmalarımda pek çok kaynaktan faydalanmış olsamda temel kaynağımı oluşturan "Hoagland's solution" ve "Arizona üniversitesinin" bu alanda oldukça açıklayıcı ve detaylı olan çalışması benim için temel oluşturdu.
Fidelerin seradaki yerlerine dikiminden, domateslerin ilk meyveyi vermesine kadar vegatatif büyüme evresini destekleyen, 1. formulasyonu, meyve görüldükten sonra ise meyve oluşumunu destekleyen, 2. formulasyonu kullandım.
Kovalardaki çözelti hacmi azaldıkça, ilk iki seferinde daha önceden hazırlamış olduğum stok çözeltisinden takviye yaptım, daha sonrasında ise kovalardaki çözeltiyi tamamen değiştirerek, eksilen kısmı yenilemiş oldum. Daha tutarlı sonuç almak istediğinizde ise, elementlerin miktarlarını teker teker belirlemek, çok yüksek maliyetli laboratuvar gerektirse de, daha basit bir yöntem olan, elektrik iletkenliği takibi ile çalışabilirsiniz.
Bu yöntemi kullanmak isterseniz;ilk başta çözelti hazırlamakta kullandığınız suyun iletkenliği ve hazırladığınız, bitki besini çözeltinizin iletkenliğini ölçersiniz. Zamanla bitki tarafından kullanılan kimyasallar çözeltiden eksildikçe, besin çözeltinizin iletkenliği de azalacaktır. Birebir matematiksel sonuçlar vermese de bu yöntem, çalışmalarınızda sizi bir adım öteye taşıyacaktır.
Çözeltiyi hazırladığınız suyun sertliğinin yüksek olmamasına dikkat edin. Çünkü yüksek sertlikli sular, kimyasallarınızın çözünürlüğünü azaltıp, çalışmalarınızı riske atabilir.
Benim çalışmalarımda kullandığım formulasyonlar şu şekildedir;
1. FORMULASYON (Son Hacim 1000 LT Olacak Şekilde) |
500 gr magnezyum sülfat (MgSO4.7H2O |
228,3 gr mono amonyum fosfat (NH4H2PO4) |
400 gr potasyum nitrat (KNO3) |
100 gr potasyum sülfat (K2SO4) |
500 gr kalsiyum nitrat (Ca(NO3)2.4H2O) |
1 lt şelatlanmış demir çözeltisi(içerisinde 4 gr demir sülfat içeren) |
0,38 gr asit borik (H3BO3) |
0,77 gr manganez sülfat (MnSO4.4H2O) |
0,22 gr çinko sülfat(ZnSO4.7H2O) |
0,08 gr bakır sülfat (CuSO4.5H20) |
0,02 gr amonyum molibdat ((NH4)6.Mo7o24.4H20) |
2. FORMULASYON (Son Hacim 1000 LT Olacak Şekilde) |
500 gr magnezyum sülfat (MgSO4.7H2O |
228,3 gr mono amanyum fosfat (NH4H2PO4) |
400 gr potasyum nitrat (KNO3) |
100 gr potasyum sülfat (K2SO4) |
680 gr kalsiyum nitrat (Ca(NO3)2.4H2O) |
1 lt şelatlanmış demir çözeltisi(içerisinde 4 gr demir sülfat içeren) |
0,38 gr asit borik (H3BO3) |
0,77 gr manganez sülfat (MnSO4.4H2O) |
0,22 gr çinko sülfat(ZnSO4.7H2O) |
0,08 gr bakır sülfat (CuSO4.5H20) |
0,02 gr amonyum molibdat ((NH4)6.Mo7o24.4H20) |
ŞELATLANMIŞ DEMİR ÇÖZELTİSİNİN HAZIRLANIŞI;
Demir elementini çözünebilir olarak ancak şelatlayarak kullanabiliriz. Bunun nedeni; eğer demir sülfatı direkt olarak suda çözerek kullanmaya çalışırsanız, demir elementinin büyük kısmı oksit oluşturur, bu da demirin, suda çözünürlüğünün çok az olması, bitkinin bunu kullanamaması demektir. Bunun için demirin suda çözünür formu olan şelat hazırlamalıyız. Onu da şu şekilde hazırlıyoruz,
ŞELATLANMIŞ DEMİR ÇÖZELTİSİ (Son Hacim 1 LT Olacak Şekilde) |
4 gr demir sülfat (FeSO4.7H20) |
8 gr Triplex III NaEDTA |
- 500 ml saf suda 4 gr demir sülfatı çözüyoruz.
- 500 ml saf suda 8 gr triplex III EDTA'yı çözerek kaynatıyoruz.
- Sıcak EDTA çözeltisini demir sülfat çözeltisine ekleyerek 1 saat kaynatıyoruz. cam şişede muhafaza edip soğuduktan sonra kullanabiliriz.
Bu formulasyonda,kendi çalışma şartlarınıza göre, deişiklikler yapabilir daha da geliştirilebilirsiniz.Çalışmalarımın size de rehberlik etmesi dileğiyle...
Formulasyonun bu işin sadece bir parçası olduğu ve bu çalışmayı yaparken gözardı edilmemesi gereken pek çok önemli nokta olduğu unutulmamalıdır. Diğer pek çok konu ise daha sonraki yazılarımın konusu olacak...
19 Aralık 2015 Cumartesi
TOPRAKSIZ TARIM BESİN ÇÖZELTİNİZİ HAZIRLAMADAN ÖNCE BİLMENİZ GEREKENLER
Bu yazımda,topraksız tarım yapmakta kullanacağınız çözeltiyi hazırlamadan önce bilmeniz gereken en temel bilgilerden bahsedeceğim.
Öncelikli olarak, bitki gelişimine etki eden, makro, ikincil ve mikro elementler vardır.
Bunları bu şekilde sınıflandırmamızın temel nedeni, makro elementlerin diğerlerinden daha önemli olduğu değil, sadece bitkinin makro elementleri miktar olarak daha fazla tükettiğindendir. Önem sıralaması diye ise birşey yoktur. Bitki gelişmek için tüm bu elementlere muhtaçtır. Bu unutmamamız gereken en önemli noktadır.
Makro elementleri aşağıdaki gibidir;
Mikro elementleri ise şu şekilde sıralayabiliriz;
Elinizdeki kimyasalların tam formulasyonu, kaç mol su içerip içermediğini bilmediğiniz,ya da göz ardı ettiğiniz takdirde, hesaplamanız tamamen yanlış olacak, çok heves ederek başladığınız çalışma hüsranla sonuçlanacaktır. Bu hesaplamaları yapabilme konusunda kendinizi yeterli görmüyorsanız, elinizdeki kimyasallara birebir uyan formulasyon kullanmanızı tevsiye ederim.
Hangi formulasyonu kullanırsanız kullanın, aceleci davranmayıp, sabırlı olduğunuz takdirde, istediğiniz neticeye ulaşacaksınız.
doğanın cömertliği, sizi şaşırtacak.
Bu elementlerin ayrı ayrı bitki üzerindeki etkilerinden ise daha sonraki yazılarımda bahsedeceğim.
Bir sonraki yazımda ise, size ışık tutabilecek olan kendi topraksız tarım domates ütretimi çalışmamda kullandığım çözelti formulasyondan bahsedeceğim.
Öncelikli olarak, bitki gelişimine etki eden, makro, ikincil ve mikro elementler vardır.
Bunları bu şekilde sınıflandırmamızın temel nedeni, makro elementlerin diğerlerinden daha önemli olduğu değil, sadece bitkinin makro elementleri miktar olarak daha fazla tükettiğindendir. Önem sıralaması diye ise birşey yoktur. Bitki gelişmek için tüm bu elementlere muhtaçtır. Bu unutmamamız gereken en önemli noktadır.
Makro elementleri aşağıdaki gibidir;
- Azot (N)
- Fosfor (P)
- Potasyum (K)
İkincil elementler ise şunlardır;
- Kalsiyum (Ca)
- Magnezyum (Mg)
- Kükürt (S)
Mikro elementleri ise şu şekilde sıralayabiliriz;
- Demir (Fe)
- Bor (B)
- Çinko (Zn)
- Bakır(Cu)
- Molibdat (Mo)
- Manganez (Mn)
Elinizdeki kimyasalların tam formulasyonu, kaç mol su içerip içermediğini bilmediğiniz,ya da göz ardı ettiğiniz takdirde, hesaplamanız tamamen yanlış olacak, çok heves ederek başladığınız çalışma hüsranla sonuçlanacaktır. Bu hesaplamaları yapabilme konusunda kendinizi yeterli görmüyorsanız, elinizdeki kimyasallara birebir uyan formulasyon kullanmanızı tevsiye ederim.
Hangi formulasyonu kullanırsanız kullanın, aceleci davranmayıp, sabırlı olduğunuz takdirde, istediğiniz neticeye ulaşacaksınız.
doğanın cömertliği, sizi şaşırtacak.
Bu elementlerin ayrı ayrı bitki üzerindeki etkilerinden ise daha sonraki yazılarımda bahsedeceğim.
Bir sonraki yazımda ise, size ışık tutabilecek olan kendi topraksız tarım domates ütretimi çalışmamda kullandığım çözelti formulasyondan bahsedeceğim.
14 Aralık 2015 Pazartesi
SERADA KÜÇÜK ÖLÇEKLİ TOPRAKSIZ TARIM DOMATES ÜRETİMİ (Small-scale hydroponic tomato production in greenhouse)
Bu yazımda genel hatlarıyla, pilot tesis topraksız tarım domates üretim çalışmalarımı paylaşmak istiyorum.
Pek çok ülkede uzun yıllardır yapılan bu yüksek teknoloji tarım uygulaması ülkemizde çok yakın zamanlarda kullanılmaya başlandı. Bu sebeple literatür taramasını ancak ingilizce siteler ve kitaplardan yapabildim. Uygulamaya geçmek ise bilgi edinmekten çok daha zor oldu.
Bunun nedenlerinden biri literatürlerde rastladığınız çözelti formulasyonlarındaki bazı kimyasalların türkiyede pek yaygın kullanılmıyor olması,ikincisi ise bu kimyasallara ulaşsanız bile ihtiyacınız olan gramlarda satın almanızın neredeyse imkansız olması.
Bu konuda araştırma yaparken, avrupa ve amerikada pek çok kişinin hobi olarak bu iş ile uğraştığını görebilirsiniz, çünkü pek çok ülkede bu kimyasalların kulllanıma hazır (ready to use nutrient solutions)solüsyonları satılıyor.
Aslında kullanıma hazır solüsyonların hobi amaçlı olarak çok pratik olduğunu düşünsem de, bu alanda çalışmak ve araştırmak isteyenler için kendi çözeltilerini hazırlamalarının, yapacakları çalışma ve gözlemler için gerekli olduğunu düşünüyorum.
Bu işe öncelikle doğru çözelti formulasyonu ile başlamak çok önemli. formulasyonda değişiklikler yapılmış ise bu değişiklikleri çok iyi hesaplamalarla desteklemek gerekiyor. ben de bulamadığım kimyasallar yerine daha ulaşılabilir kimyasallar ile hesaplamalarımı yeniden yaparak değişiklikler yaptım.
Bir küçük tavsiyede bulmak gerekirse, yeni başlayanlar için domates üretmeyi seçmek çok riskli çünkü; domates bitkisi, vegatatif gelişme,çiçeklenme ve meyve dönemi olan, hasat süresi uzun, üstelik sıcaklık ve nemden kolay etkilenen, hastalık riski yüksek hassas bir bitkidir.
Bunun yerine yeni başlayanların marul gibi sadece vegatatif evrenin son üründe etkili olduğu, soğuğa sıcağa daha dayanıklı, hasat süresi kısa, hastalık çeşidi nispeten daha az olan bir bitki ile başlamalarının çok daha uygun olduğunu düşünüyorum, ki ben de ilk başladığımda marul ile denemeler yapmıştım.
İlk önce bu çalışmamda seçtiğim domates tohumu cinslerini sizinle paylaşmak isterim:
Bauhausdan satın aldığım aşağıdaki çeşitlerle deneme gerçekleştirdim.
1. 770 VILMORIN DEPUIS 1743 KOKTEYL SALKIM DOMATES
2. 767 VILMORIN DEPUIS 1743 KOKTEYL SALKIM DOMATES
Fidelerimi yanda göründüğü üzere topraksız ortamda yetiştirdim.
Yetiştirme ortamı olarak ise perlit kullandım. perlit kullanmamdaki ana neden ise böyle küçük ölçekli bir çalışma için en ulaşılabilir ve en ucuz materyal olmasıydı.
Fideleri seradaki yerlerine aktarırken de, yetiştirme ortamı olarak perlit kullandım.
Ucunda hava taşının bağlı olduğu Küçük bir hava motoru ile fidelerin bulunduğu kaba devamlı olarak oksijen takviyesi yaptım.
Serada kullandığım sistemi ise tamamen en ucuz , en pratik malzemelerle tasarlayarak hazırladık. Her bir kovaya oksijen desteği sağlayacak akvaryum hava boruları döşedik ve uçlarına hava taşları yerleştirdik.Fide yetiştime ortamından kullandığım hava motorundan farklı olarak, burada her kovaya hava basmaya yetecek güçte daha büyük bir hava motoru kullandık.
Sistemi seraya yerleştirdik sonra, kovaları daha önceden hazırladığım, içerinde bitkimizin ilk meyvesini verene kadar büyümesini destekleyecek kimyasal oranda olan, çözeltiyle doldurduk ve fidelerimizi ektik. İlk meyveyi verene kadar iki kere kovalardaki çözeltimizi değiştirdik. İlk meyveyi gördükten sonra ise, meyve gelişimini destekleyecek bir başka çözelti ile kovaları doldurduk.
bu çözeltilerin içeriği ise bir başka yazımın konusu olacak...
Sonuçlar bizi çok çok çok mutlu etti.
Büyüme ve gelişme, çiçeklenme, meyve verme ve hasat olması gerektiği gibi gerçekleşti. Bu mutluluk resimlerini de sizinle paylaşmak istedim.
Pek çok ülkede uzun yıllardır yapılan bu yüksek teknoloji tarım uygulaması ülkemizde çok yakın zamanlarda kullanılmaya başlandı. Bu sebeple literatür taramasını ancak ingilizce siteler ve kitaplardan yapabildim. Uygulamaya geçmek ise bilgi edinmekten çok daha zor oldu.
Bunun nedenlerinden biri literatürlerde rastladığınız çözelti formulasyonlarındaki bazı kimyasalların türkiyede pek yaygın kullanılmıyor olması,ikincisi ise bu kimyasallara ulaşsanız bile ihtiyacınız olan gramlarda satın almanızın neredeyse imkansız olması.
Bu konuda araştırma yaparken, avrupa ve amerikada pek çok kişinin hobi olarak bu iş ile uğraştığını görebilirsiniz, çünkü pek çok ülkede bu kimyasalların kulllanıma hazır (ready to use nutrient solutions)solüsyonları satılıyor.
Aslında kullanıma hazır solüsyonların hobi amaçlı olarak çok pratik olduğunu düşünsem de, bu alanda çalışmak ve araştırmak isteyenler için kendi çözeltilerini hazırlamalarının, yapacakları çalışma ve gözlemler için gerekli olduğunu düşünüyorum.
Bu işe öncelikle doğru çözelti formulasyonu ile başlamak çok önemli. formulasyonda değişiklikler yapılmış ise bu değişiklikleri çok iyi hesaplamalarla desteklemek gerekiyor. ben de bulamadığım kimyasallar yerine daha ulaşılabilir kimyasallar ile hesaplamalarımı yeniden yaparak değişiklikler yaptım.
Bir küçük tavsiyede bulmak gerekirse, yeni başlayanlar için domates üretmeyi seçmek çok riskli çünkü; domates bitkisi, vegatatif gelişme,çiçeklenme ve meyve dönemi olan, hasat süresi uzun, üstelik sıcaklık ve nemden kolay etkilenen, hastalık riski yüksek hassas bir bitkidir.
Bunun yerine yeni başlayanların marul gibi sadece vegatatif evrenin son üründe etkili olduğu, soğuğa sıcağa daha dayanıklı, hasat süresi kısa, hastalık çeşidi nispeten daha az olan bir bitki ile başlamalarının çok daha uygun olduğunu düşünüyorum, ki ben de ilk başladığımda marul ile denemeler yapmıştım.
İlk önce bu çalışmamda seçtiğim domates tohumu cinslerini sizinle paylaşmak isterim:
Bauhausdan satın aldığım aşağıdaki çeşitlerle deneme gerçekleştirdim.
1. 770 VILMORIN DEPUIS 1743 KOKTEYL SALKIM DOMATES
2. 767 VILMORIN DEPUIS 1743 KOKTEYL SALKIM DOMATES
Fidelerimi yanda göründüğü üzere topraksız ortamda yetiştirdim.
Yetiştirme ortamı olarak ise perlit kullandım. perlit kullanmamdaki ana neden ise böyle küçük ölçekli bir çalışma için en ulaşılabilir ve en ucuz materyal olmasıydı.
Fideleri seradaki yerlerine aktarırken de, yetiştirme ortamı olarak perlit kullandım.
Ucunda hava taşının bağlı olduğu Küçük bir hava motoru ile fidelerin bulunduğu kaba devamlı olarak oksijen takviyesi yaptım.
Serada kullandığım sistemi ise tamamen en ucuz , en pratik malzemelerle tasarlayarak hazırladık. Her bir kovaya oksijen desteği sağlayacak akvaryum hava boruları döşedik ve uçlarına hava taşları yerleştirdik.Fide yetiştime ortamından kullandığım hava motorundan farklı olarak, burada her kovaya hava basmaya yetecek güçte daha büyük bir hava motoru kullandık.
Sistemi seraya yerleştirdik sonra, kovaları daha önceden hazırladığım, içerinde bitkimizin ilk meyvesini verene kadar büyümesini destekleyecek kimyasal oranda olan, çözeltiyle doldurduk ve fidelerimizi ektik. İlk meyveyi verene kadar iki kere kovalardaki çözeltimizi değiştirdik. İlk meyveyi gördükten sonra ise, meyve gelişimini destekleyecek bir başka çözelti ile kovaları doldurduk.
bu çözeltilerin içeriği ise bir başka yazımın konusu olacak...
Sonuçlar bizi çok çok çok mutlu etti.
Büyüme ve gelişme, çiçeklenme, meyve verme ve hasat olması gerektiği gibi gerçekleşti. Bu mutluluk resimlerini de sizinle paylaşmak istedim.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)